SAFFAT 371- Andolsun o saf bağlayıp duranlara. 
SAFFAT2- O haykırıp da sürenlere. 
SAFFAT3- Ve o yolda zikir okuyanlara. 
SAFFAT4- Ki sizin ilâhınız birdir. 
SAFFAT5- O, göklerin, yerin ve aralarındakilerin Rabbidir, bütün doğuların da Rabbidir. 
SAFFAT6- Gerçekten biz dünya göğünü (o yakın göğü) bir zinetle, yıldızlarla süsledik. 
SAFFAT7- Onu her inatçı şeytandan koruduk. 
SAFFAT8- Onlar yüksek (melekler) topluluğunu dinleyemezler. Her taraftan kovulup atılırlar. 
SAFFAT9- Uzaklaştırılırlar. Onlara ardı arkası kesilmez bir azab vardır. 
SAFFAT10- Ancak kulak hırsızlığı yapanlar olur. Onu da yakıcı bir alev takip eder. 
SAFFAT11- Şimdi onlara sor: « Yaradılışça kendileri mi daha çetin, yoksa bizim yarattıklarımız mı? » Gerçekten biz onları cıvık bir çamurdan yarattık. 
SAFFAT12- Fakat sen onlara şaşıyorsun, ama onlar (seninle) eğleniyorlar. 
SAFFAT13- Kendilerine hatırlatıldığında da düşünmüyorlar. 
SAFFAT14- Bir mucize gördükleri zaman da eğlenceye alıyorlar. 
SAFFAT15- Ve diyorlar ki: « Bu apaçık büyüden başka bir şey değildir. » 
SAFFAT16- « Öldüğümüz ve bir toprakla bir yığın kemik olduğumuz zaman mı biz tekrar dirilecekmişiz? » 
SAFFAT17- « Önceki atalarımız da mı?.. » 
SAFFAT18- De ki: « Evet, hem de sizler çok aşağılanmış olarak (dirileceksiniz). » 
SAFFAT19- Çünkü O (sura üfürmek) zorlu bir kumandadan ibarettir ki, derhal onların gözleri açılıverir. 
SAFFAT20- « Eyvah bizlere! İşte bu hesap günüdür. » derler. 
SAFFAT21- İşte bu, yalanlamış olduğunuz hüküm günüdür.
SAFFAT22- Zulmetmiş olanları ve onların eşlerini toplayın. Onların taptıklarını da;
SAFFAT23- Allah’tan başka tapınmış olduklarını. Sürün onları cehennemin yoluna.
SAFFAT24- Ve durdurun onları, çünkü sorguya çekilecekler. 
SAFFAT25- (Onlara): « Ne oldu sizlere de yardımlaşmıyorsunuz? » (denilir.) 
SAFFAT26- Hayır, bugün onlar teslim olmuşlardır. 
SAFFAT27- Onlar, birbirine dönmüş soruşuyorlar. 
SAFFAT28- Onlar: « Siz bize (uğurlu görünerek) sağdan gelir dururdunuz » derler. 
SAFFAT29- (İleri gelenler de) derler ki: « Hayır, siz inanmamıştınız. » 
SAFFAT30- « Bizim de size karşı bir gücümüz yoktu. Fakat siz azmış bir kavimdiniz. » 
SAFFAT31- « Onun için üzerimize Rabbimizin azab sözü hak oldu. Şüphesiz azabımızı tadacağız. » 
SAFFAT32- « Evet biz, sizi kışkırttık. Çünkü biz azgındık. » 
SAFFAT33- O halde hepsi o gün azabda ortaktırlar. 
SAFFAT34- İşte biz günahkarlara böyle yaparız. 
SAFFAT35- Çünkü onlar, kendilerine: « Allah’tan başka ilâh yoktur » denildiği zaman kafa tutuyorlardı. 
SAFFAT36- Ve: « Biz, hiçbir deli şair için ilâhlarımızı bırakır mıyız? » diyorlardı. 
SAFFAT37- Hayır o, hak ile geldi ve bütün Habercileri tasdik etti. 
SAFFAT38- Elbette siz o acı azabı tadacaksınız. 
SAFFAT39- Bununla beraber başka değil, hep yaptığınız amellerinizle cezalandırılacaksınız. 
SAFFAT40- Sadece Allah’ın ihlaslı kulları müstesnadır. 
SAFFAT41- İşte onlar için belli bir rızık vardır. 
SAFFAT42- Çeşit- çeşit meyveler vardır.
SAFFAT43- Nimetlerle donatılmış (naim) cennetlerde.
SAFFAT44- Karşılıklı tahtlar üzerindedirler. 
SAFFAT45- Kendilerine kaynaktan doldurulmuş kadehler sunulur,
SAFFAT46- Berraktır, içenlere lezzet verir.
SAFFAT47- Onda ne bir zararlı sonuç vardır, ne de sarhoşluk verir. 
SAFFAT48- Yanlarında iri gözlü, bakışlarını kocalarından başkalarına çevirmeyen hanımlar vardır. 
SAFFAT49- Sanki onlar örtülüp saklanmış yumurta gibidirler. 
SAFFAT50- Derken birbirine dönüp sorarlar: 
SAFFAT51- İçlerinden bir sözcü der ki: « Gerçekten benim bir arkadaşım vardı. » 
SAFFAT52- Derdi ki: « Sen gerçekten inananlardan mısın? » 
SAFFAT53- « Ne yani, biz ölüp gittikten, toza toprağa karışmış bir iskelet halini aldıktan sonra hesap vereceğiz, öyle mi? »
SAFFAT54- Der ki: «Sizler onun şimdi ne durumda olduğunu biliyor musunuz?»
SAFFAT55- Derken bakınır ve onu cehennemin ta ortasında görür. 
SAFFAT56- Ona şöyle der: « Allah’a yemin ederim ki, doğrusu sen az daha beni helak edecektin. » 
SAFFAT57- Rabbımın lutfu olmasaydı, ben de oraya götürülenlerden olacaktım.
SAFFAT58- Nasılmış bak? Biz ölecek değiliz
SAFFAT59- Ancak ilk ölümümüz müstesna, ve azablandırılmayacağız da.
SAFFAT60- İşte bu büyük kurtuluştur. 
SAFFAT61- Çalışanlar işte böyle bir kurtuluş için çalışsınlar. 
SAFFAT62- Nasıl, bu mu daha hayırlı konukluk için, yoksa zakkum ağacı mı? 
SAFFAT63- Gerçekten biz onu zalimler için bir fitne (imtihan) yaptık. 
SAFFAT64- O bir ağaçtır ki cehennemin dibinde çıkar. 
SAFFAT65- Tomurcukları şeytanların başları gibidir. 
SAFFAT66- Mutlaka onlar, ondan yiyecekler de karınlarını bundan dolduracaklardır. 
SAFFAT67- Sonra üzerine onlar için kaynar bir içecek vardır. 
SAFFAT68- Sonra da dönecekleri yer, şüphesiz cehennemdir. 
SAFFAT69- Çünkü onlar, atalarını sapıklıkta buldular. 
SAFFAT70- Şimdi de kendileri onların izlerinde koşturuyorlar. 
SAFFAT71- Andolsun ki, onlardan öncekilerin çoğu sapıklıkta idiler. 
SAFFAT72- Gerçekten biz onlara içlerinden uyarıcılar gönderdik. 
SAFFAT73- Sonra da bak o uyarılanların sonu nasıl oldu? 
SAFFAT74- Ancak Allah’ın ihlas ile seçilen kulları başka. 
SAFFAT75- Andolsun ki Nuh bize seslenip dua etmişti de biz de ne güzel kabul etmiştik. 
SAFFAT76- Biz hem onu, hem ailesini o büyük sıkıntıdan kurtardık. 
SAFFAT77- Hem onun neslini bâki kalanlar kıldık. 
SAFFAT78- Hem de sonradan gelenler içinde güzel bir namını bıraktık. 
SAFFAT79- Bütün âlemler içinde Nuh’a selam olsun. 
SAFFAT80- İşte biz iyilik yapanları böyle mükafatlandırırız. 
SAFFAT81- Çünkü o bizim mümin kullarımızdandı. 
SAFFAT82- Sonra diğerlerini suda boğduk. 
SAFFAT83- Şüphesiz ki İbrahim de onun kolundandı. 
SAFFAT84- Çünkü o, Rabbine tertemiz bir kalb ile gelmişti. 
SAFFAT85- O babasına ve kavmine şöyle demişti: « Siz nelere tapıyorsunuz? » 
SAFFAT86- « Yalancılık etmek için mi Allah’tan başka ilâhlar istiyorsunuz? » 
SAFFAT87- « Siz âlemlerin Rabbini ne zannediyorsunuz? » 
SAFFAT88- Derken yıldızlara bir göz atarak baktı.
SAFFAT89- Doğrusu ben, rahatsızım, dedi.
SAFFAT90- O zaman arkalarını dönerek başından kaçışıverdiler. 
SAFFAT91- Derken bir kurnazlıkla onların ilâhlarına vardı da, « Buyursanıza, yemez misiniz? » dedi. 
SAFFAT92- (Cevap vermediklerini görünce de): « Neyiniz var da konuşmuyorsunuz? » (dedi). 
SAFFAT93- Nihayet bir yolunu bulup onlara kuvvetli bir darbe indirdi. 
SAFFAT94- Bunun üzerine birbirlerine girerek ona yürüdüler. 
SAFFAT95- İbrahim dedi ki: « A, siz kendi yonttuğunuz şeylere mi tapıyorsunuz? » 
SAFFAT96- « Halbuki sizi de yaptıklarınızı da Allah yaratmıştır. » 
SAFFAT97- Onlar: « Haydin onun için bir yapı yapın da onu ateşe atın. » dediler. 
SAFFAT98- Böylece ona bir tuzak kurmak istediler. Biz de kendilerini daha alçak düşürdük. 
SAFFAT99- Bir de dedi ki: « Ben Rabbime gidiyorum, o bana yolunu gösterir. » 
SAFFAT100- « Ey Rabbim! Bana salihlerden (bir oğul) ihsan et! » 
SAFFAT101- Biz de kendisine yumuşak huylu bir oğul müjdeledik. 
SAFFAT102- Oğlu, yanında koşacak çağa gelince: « Ey oğlum! Ben seni rüyamda boğazladığımı görüyorum. Artık bak, ne düşünürsün? » dedi. Çocuk da: « Babacığım sana ne emrediliyorsa yap, inşaallah beni sabredenlerden bulacaksın » dedi. 
SAFFAT103- Ne zaman ki ikisi de bu şekilde Allah’a teslim oldular, İbrahim oğlunu şakağı üzerine yatırdı. 
SAFFAT104- Biz de ona şöyle seslendik: « Ey İbrahim!  » 
SAFFAT105- « Rüyana gerçekten sadakat gösterdin, şüphesiz ki, biz iyilik yapanları böyle mükafatlandırırız. » 
SAFFAT106- « Şüphesiz ki bu apaçık bir imtihandı. » (dedik) 
SAFFAT107- Ve ona büyük bir kurbanlık fidye verdik. 
SAFFAT108- Kendisine sonradan gelenler içinde iyi bir nâm bıraktık. 
SAFFAT109- Selam olsun İbrahim’e… 
SAFFAT110- İşte biz iyilik yapanları böyle mükafatlandırırız. 
SAFFAT111- Çünkü o bizim mümin kullarımızdandı. 
SAFFAT112- Ona bir de salihlerden bir Nebi olmak üzere İshak’ı müjdeledik. 
SAFFAT113- Hem ona hem İshak’a bereketler verdik. Her ikisinin neslinden de hem iyilik yapanlar var, hem de açıkça kendi nefsine zulmedenler var. 
SAFFAT114- Andolsun ki biz Musa ile Harun’a da nimetler verdik. 
SAFFAT115- Hem kendilerini ve kavimlerini o büyük sıkıntıdan kurtardık. 
SAFFAT116- Hem yardım ettik onlara da, galip gelenler onlar oldular. 
SAFFAT117- Hem kendilerine o belli kitabı (Tevrat’ı) verdik. 
SAFFAT118- Kendilerini doğru yola çıkardık. 
SAFFAT119- Sonrakiler içinde onlara iyi bir nam bıraktık: 
SAFFAT120- Selam olsun, Musa ile Harun’a. 
SAFFAT121- İşte biz iyilik yapanları böyle mükafatlandırırız. 
SAFFAT122- Çünkü onların ikisi de bizim mümin kullarımızdandı. 
SAFFAT123- Şüphesiz İlyas da gönderilen Habercilerdendir. 
SAFFAT124- Hani kavmine demişti ki: Siz, hiç korkmaz mısınız?
SAFFAT125- Yaratıcıların en güzelini bırakıp da Ba’l’e mi taparsınız?
SAFFAT126- Sizin de Rabbınız, önceki babalarınızın da Rabbı olan Allah’ı.
SAFFAT127- Fakat bunlar, onu yalanlamışlardı. Muhakkak ki onlar da cehenneme götürüleceklerdir.
SAFFAT128- Ancak Allah’ın ihlaslı kulları müstesna. 
SAFFAT129- Ona da sonrakiler içinde şunu bıraktık: 
SAFFAT130- Selam olsun İlyâsîn’e . 
SAFFAT131- İşte biz iyilik yapanları böyle mükafatlandırırız. 
SAFFAT132- Çünkü o bizim mümin kullarımızdandı. 
SAFFAT133- Şüphesiz Lût da gönderilen Habercilerdendir. 
SAFFAT134- Hani biz onu ve ailesinin tamamını kurtarmıştık. 
SAFFAT135- Ancak geride kalıp batanlar içinde kalan yaşlı bir kadın hariç. 
SAFFAT136- Sonra diğerlerini helak etmiştik. 
SAFFAT137- Doğrusu siz, sabahleyin onlara uğrar üzerlerinden geçersiniz.
SAFFAT138- Ve siz elbette sabahleyin ve geceleyin onlara uğrar ve üzerlerinden geçersiniz. Hâlâ akıl edip düşünmez misiniz? 
SAFFAT139- Şüphesiz Yunus da gönderilen Habercilerdendir. 
SAFFAT140- Hani, yolcularla dolu bir gemiye kaçmıştı da.
SAFFAT141- Kur’a çekmişti de yenilenlerden olmuştu.
SAFFAT142- Derken, kendisini balık yutmuştu. O kendi kendini kınayıp duruyordu.
SAFFAT143- Eğer o, tesbih edenlerden olmasaydı.
SAFFAT144- Yeniden dirilecekleri güne kadar onun karnında kalırdı. 
SAFFAT145- Biz onu hasta bir halde bir alana çıkardık. 
SAFFAT146- Üzerine kabak cinsinden bir ağaç bitirdik. 
SAFFAT147- Biz onu yüz bin veya daha çok insana gönderdik. 
SAFFAT148- O zaman ona iman ettiler de biz onları bir zamana kadar yaşattık. 
SAFFAT149- Şimdi sor o seninkilere: Kızlar, Rabbinin de, oğlanlar onların mı? 
SAFFAT150- Yoksa biz melekleri dişi yaratmışız da onlar şahit mi bulunuyorlarmış? 
SAFFAT151- İyi bilin ki; gerçekten onlar, iftiralarından ötürü şöyle diyorlar:
SAFFAT152- « Allah doğurdu » diyorlar. Onlar şüphesiz yalancıdırlar.
SAFFAT153- Allah kızları oğullara tercih mi etmiş? 
SAFFAT154- Size ne oldu? Nasıl hükmediyorsunuz? 
SAFFAT155- Hiç düşünmüyor musunuz? 
SAFFAT156- Yoksa sizin için açık bir delil mi var? 
SAFFAT157- O halde, eğer doğru söylüyorsanız getirin kitabınızı. 
SAFFAT158- Onlar, Allah ile cinler arasında bir neseb (hısımlık bağı) uydurdular. Oysa andolsun cinler bilirler ki, o yalancılar mutlaka cehenneme götürüleceklerdir. 
SAFFAT159- Allah, onların yakıştırdıkları vasıflardan münezzeh ve yücedir. 
SAFFAT160- Allah’ın ihlasa erdirilmiş kulları müstesna.
SAFFAT161- Siz ve kulluk ettiğiniz şeyler,
SAFFAT162- Kandırıp Allâh’ın yolundan çıkaramazsınız;
SAFFAT163- Tabii cehenneme girecek olan müstesna.
SAFFAT164- Melekler: «Bizim içimizden herkesin belli makamı vardır.»
SAFFAT165- Şüphesiz biz,orada sıra sıra dururuz.
SAFFAT166- Ve muhakkak ki biz; tesbih edenleriz.
SAFFAT167- Onlar her ne kadar şöyle diyor idiyseler de;
SAFFAT168- « Eğer katımızda öncekilere verilenlerden bir öğüt/bir düşündürücü olsaydı,
SAFFAT169- Biz de elbet Allah’ın ihlasa erdirilmiş kulları olurduk.
SAFFAT170- Fakat şimdi onu inkâr ettiler. Ama ilerde bileceklerdir. 
SAFFAT171- Andolsun ki, Haberci kullarımıza şu sözleri vermişizdir.
SAFFAT172- Mutlaka kendilerine yardım edilecektir.
SAFFAT173- Ve galip gelecek olanlar, mutlaka bizim ordumuzdur.
SAFFAT174- Onun için sen, bir süreye kadar onlardan yüz çevir. 
SAFFAT175- Onlara (inecek azabı) gözetle .Yakında onlar da göreceklerdir. 
SAFFAT176- Ya şimdi onlar, bizim azabımıza uğramakta acele mi ediyorlar? 
SAFFAT177- Fakat (azabımız) onların sahasına indiği zaman, (o acı sonuçla) uyarılanların sabahı ne kötüdür! 
SAFFAT178- Yine sen, bir süreye kadar onlardan yüz çevir. 
SAFFAT179- İnecek azabı gözetle! Yakında onlar da göreceklerdir. 
SAFFAT180- Senin güç ve kuvvet sahibi Rabbin, onların yakıştırdıkları vasıflardan münezzeh ve yücedir. 
SAFFAT181- Gönderilen bütün Habercilere selam olsun. 
SAFFAT182- Hamd, âlemlerin Rabbi Allah’a mahsustur.