İbrahim USLU
VAKIA  561. Olacak vak’a olduğu zaman 
VAKiA  2. Onun oluşunu yalanlayacak kimse yoktur. 
VAKIA  3. O, alçaltıcıdır, yükselticidir. 
VAKIA  4. Yer şiddetle sarsıldığı 
VAKIA  5. Dağlar serpildikçe serpildiği 
VAKIA  6. Dağılıp toz duman haline geldiği 
VAKIA  7. Ve sizler üç sınıf olduğunuz zaman 
VAKIA  8. Sağın adamları (var ya) ne mutludurlar onlar! 
VAKIA  9. Solun adamları ise ne uğursuzdurlar onlar! 
VAKIA  10. Önde olanlar (var ya), onlar öncüdürler. 
VAKIA  11. İşte o yaklaştırılanlar, 
VAKIA  12. Nimet cennetlerindedirler. 
VAKIA  13. Çoğu önceki ümmetlerden, 
VAKIA  14. Birazı da sonrakilerden. 
VAKIA  15. (Onlar) cevherlerle işlenmiş tahtlar üzerindedirler. 
VAKIA  16. Karşılıklı olarak onların üzerinde yaslanırlar. 
VAKIA  17. Çevrelerinde, ölümsüzlüğe ulaşmış gençler dolaşırlar. 
VAKIA  18. Kaynağından doldurulmuş, testiler, ibrikler ve kadehlerle. 
VAKIA  19. Ondan ne başları ağrıtılır, ne de akılları giderilir. 
VAKIA  20. Beğendikleri meyvalar, 
VAKIA  21. Canlarının çektiği kuş etleri, 
VAKIA  22. İri gözlü hûriler, 
VAKIA  23. Saklı inciler gibi, 
VAKIA  24. Yaptıklarına karşılık olarak verilir. 
VAKIA  25. Orada boş bir söz ve günaha sokan bir laf işitmezler. 
VAKIA  26. Duydukları söz, yalnız « selam », « selam » dır. 
VAKIA  27. Sağın adamları, nedir o sağın adamları! 
VAKIA  28. Dalbastı kirazlar, 
VAKIA  29. Meyva dizili muzlar, 
VAKIA  30. Uzamış gölgeler, 
VAKIA  31. Fışkıran sular. 
VAKIA  32. Pek çok meyva arasında, 
VAKIA  33. Tükenmeyen ve yasaklanmayan 
VAKIA  34. Ve yükseltilmiş döşekler üstündedirler. 
VAKIA  35. Biz kadınları yeniden inşa ettik (yarattık). 
VAKIA  36. Onları bâkireler yaptık. 
VAKIA  37. Hep yaşıt sevgililer, 
VAKIA  38. Sağın adamları içindir. 
VAKIA  39. Bir çoğu öncekilerdendir. 
VAKIA  40. Bir çoğu da sonrakilerdendir. 
VAKIA  41. Solun adamları, nedir o solcular! 
VAKIA  42. İçlerine işleyen bir ateş ve kaynar şu içinde, 
VAKIA  43. Kapkara dumandan bir gölge altındadırlar. 
VAKIA  44. Ki ne serindir, ne de faydalı. 
VAKIA  45. Çünkü onlar bundan önce varlık içinde sefâhete dalmışlardı. 
VAKIA  46. Büyük günahı işlemekte ısrar ediyorlardı. 
VAKIA  47. Ve diyorlardı ki: « Biz ölüp, toprak ve kemik yığını olduktan sonra, biz mi bir daha diriltileceğiz? » 
VAKIA  48. « Önceki atalarımızda mı? » 
VAKIA  49. De ki: « Öncekiler ve sonrakiler » 
VAKIA  50. « Belli bir günün belli vaktinde mutlaka toplanacaklardır. » 
VAKIA  51. Sonra siz, ey sapık yalanlayıcılar! 
VAKIA  52. Elbette bir ağaçtan, zakkum ağacından yiyeceksiniz. 
VAKIA  53. Karınlarınızı hep onunla dolduracaksınız. 
VAKIA  54. Üstüne de kaynar su içeceksiniz. 
VAKIA  55. Susuzluk illetine tutulmuş develerin içişi gibi içeceksiniz. 
VAKIA  56. İşte ceza gününde onlara sunulacak ziyafet budur. 
VAKIA  57. Biz sizi yarattık; tasdik etmeniz gerekmez mi? 
VAKIA  58. Attığınız meniyi gördünüz mü? 
VAKIA  59. Onu siz mi yaratıyorsunuz yoksa yaratan biz miyiz? 
VAKIA  60. Aranızda ölümü takdir eden biziz ve bizim önümüze geçilmez. 
VAKIA  61. Böylece sizin yerinize benzerlerinizi getirelim ve sizi bilmediğiniz bir yaratılışta tekrar var edelim diye (böyle yapıyoruz). 
VAKIA  62. Andolsun, ilk yaratılışı bildiniz. Düşünüp ibret almanız gerekmez mi? 
VAKIA  63. Ektiğinizi gördünüz mü? 
VAKIA  64. Onu siz mi bitiriyorsunuz, yoksa bitiren biz miyiz? 
VAKIA  65. Dileseydik, onu kuru bir çöp yapardık. Hayret eder dururdunuz. 
VAKIA  66. « Doğrusu borç altına girdik. » 
VAKIA  67. « Doğrusu, biz yoksul bırakıldık » (derdiniz). 
VAKIA  68. İçtiğiniz suya baktınız mı? 
VAKIA  69. Buluttan onu siz mi indirdiniz, yoksa indiren biz miyiz? 
VAKIA  70. Dileseydik onu tuzlu yapardık. O halde şükretseniz ya! 
VAKIA  71. O çaktığınız ateşi gördünüz mü? 
VAKIA  72. Onun ağacını siz mi yarattınız, yoksa yaratan biz miyiz? 
VAKIA  73. Biz onu bir ibret ve çölden gelip geçenlere bir fayda yaptık. 
VAKIA  74. Öyleyse büyük Rabbinin adını yücelt. 
VAKIA  75. Hayır, yıldızların yerlerine yemin ederim. 
VAKIA  76. Bilirseniz bu büyük bir yemindir. 
VAKIA  77. O, elbette şerefli bir Kur’ân’dır. 
VAKIA  78. Korunmuş bir kitaptadır. 
VAKIA  79. Ona arınmış olanlardan başkası kavrayamaz.
VAKIA  80. O, âlemlerin Rabbinden indirilmiştir. 
VAKIA  81. Şimdi siz bu hadisi mi küçümsüyorsunuz? 
VAKIA  82. Rızkınızı, yalanlamanızdan ibaret mi kılıyorsunuz? 
VAKIA  83. Can boğaza dayandığı zaman.
VAKIA  84. Ki o zaman siz (ölmek üzere olana) bakar durursunuz. 
VAKIA  85. Biz ona sizden daha yakınız, fakat siz görmezsiniz. 
VAKIA  86. Eğer cezalandırılmayacak iseniz, 
VAKIA  87. Onu geri çevirsenize; şayet iddianızda doğru iseniz. 
VAKIA  88. Fakat ölen kişiye gelince, eğer o rahmete yaklaştırılanlardan ise, 
VAKIA  89. Ona rahatlık, güzel rızık ve Naîm cenneti vardır. 
VAKIA  90. Eğer O, sağın adamlarından ise, 
VAKIA  91. « (Ey sağcı), sana sağcılardan selam! » 
VAKIA  92. Ama yalanlayıcı sapıklardan ise; 
VAKIA  93. İşte ona da kaynar sudan bir ziyafet vardır. 
VAKIA  94. Ve cehenneme atılma vardır. 
VAKIA  95. Kesin gerçek budur işte. 
VAKIA  96- Öyle ise Rabbini o büyük ismiyle tesbih et.